27 Mayıs 2016 Cuma

                                  Bozayı

Vikipedi:TaksokutuVikipedi:Taksokutu
Bozayı
Korunma durumu: Asgari endişe (LR/lc)
Avrasya bozayısı
Avrasya bozayısı
Bilimsel sınıflandırma
Alem:Animalia (Hayvanlar)
Şube:Chordata (Kordalılar)
Sınıf:Mammalia (Memeliler)
Takım:Carnivora (Etçiller)
Alt takım:Caniformia
(Köpeğimsiler)
Familya:Ursidae
(Ayıgiller)
Cins:Ursus
Tür:U. arctos

Köken bilimi

Batılı dillerde kahverengi ayı olarak bilinen Ursus arctos'a, Türkiye'deki bozayı bireyleri biraz daha açık renk olduğu için "toprak rengi" anlamında[1] bozayı denir.

Morfoloji

Bozayı, yaşayan en büyük etçillerden biridir. Baştan kuyruk sokumuna kadar uzunlukları 1 ile 2,8 m arasında değişiklik gösterir. Kuyrukları 6,5 – 21 cm civarındadır. Omuz hizasında yükseklikleri 0,9 - 1,5 m arasındadır. Arka ayakları üzerinde oturduklarında boyları 2,43 m olabilir. Ağırlıkları 80 – 600 kg arasında değişim gösterebilir. Ortalama bir erkek, yine ortalama bir dişiden 8 - 10 % daha büyük olabilir. Ursus arctos türünün en büyük bireyleri Alaska’nın güney kesimlerinde ve çevre adalarda yaşarlar. Bu bölgelerde erkekler 389, dişiler ise 207 kg olabildiği gibi, 780 kg ağırlığa erişebilen devasa ayılar da bulunur. Alaska bozayısı (Kodiak - Ursus arctos middendorffi) en büyük bozayı alt türüdür. Ağırlıkları bazın kesimlere doğru hızla düşebilmektedir. Güneybatı Yukon’da bireyler ortalama 140 kg’dır. Kürkleri genellikle koyu kahverengidir. Fakat krem renginden hemen hemen siyaha kadar geniş bir renk yelpazesine sahip olabilir. Türkiye’de genelde “Bozayı” adıyla anılır. Sebebi Türkiye’deki ayıların renginin boza, yani kahverengi ve grinin karışımına yakın olmasıdır. Bireyler Rocky Dağları’nda sırtları boyunca daha uzun kürke sahiptirler. Dağların buzlu eteklerinde yaşayan ayılar, kırlaşmış (grizzly) bir renge sahiptirler. “Grizzly” adı buradan gelmektedir. Bozayılar son derece güçlüdürler ve büyük bir dayanıklılığa sahiptirler. Bir sığırı tek bir darbede öldürebilirler. Bir at kadar hızlı koşabilir, Olimpik bir yüzücü kadar iyi yüzebilir, bir Kanada geyiğini yokuş yukarıya sürükleyebilirler.

Kuzey Amerika bozayısı

Kuzey Amerika bozayısı (Ursus arctos horribilis) (İnggrizzly), bozayının bir alt türüdür.[2] Ayrıca grizlikorkunç ayıgümüşuçlu ya da gri ayı olarak da bilinir. Başta Kayalık Dağlar olmak üzereKuzey Amerika'nın dağlık bölgelerinde yaşarlar. İnsana karşı en saldırgan ayı alt türüdür.[3] Özellikle yavrulu dişiler oldukça saldırgan olurlar.[2]
Kuzey Amerika bozayıları, omuzları ve alnı çıkıntı yapan, oldukça iri yapılı hayvanlardır. Vücutları içbükey bir yapıdadır. Kürkleri kahverengi ile sarımsı bej arasında değişir. Tüylerinin uçları gümüş renklidir. "Gümüşuçlu" ya da "grizli" (Eski Fransızcagris 'gri') adları buradan kaynaklanır. Yetişkin erkek grizlilerin boyu bazen 2,5 metreye, ağırlıkları 410 kg'a ulaşır. Koşarken hızları saate 48 km'ye varır. Gözleri iyi görmez.[2]

DAHA FAZLA BİLGİ EDİNMEK İÇİN TAKİPTE KALIN VE YORUM BIRAKMAYI UNUTMAYIN:d:d:d:d

19 Mayıs 2016 Perşembe

KUTUP AYISI

                                                  Kutup Ayısı


                                                 Ursus maritimus Steve Amstrup.jpg



Bu sayfamızda pandalardan sonra kutup ayısını tanıtıcaz.

Kutup ayısı (Ursus maritimus) aynı zamanda beyaz ayı, ya da deniz ayısıayıgiller (Ursidae) familyasından soğuk kuzey kutup bölgesinin karlı sahillerinde ve buzullar üzerinde yaşayan ayı türüdür. Yaşamakta olan en büyük kara etoburudur (boz ayı daha büyüktür ama bir karnivor değilomnivor sayılmaktadır) ve bulunduğu ortamdaki süper yırtıcıdır. Yaşadığı çevreye çok iyi uyum sağlamıştır. Kalın kürkü onu soğuktan korur, beyaz görünümü avlarından saklar. Kutup ayısı hem karada, hem denizde, hem buzda, hem de su içinde rahatlıkla avlanır.
En çok balık ve foklarla beslenir. Aç kaldığı zamanlarda yüzen buz parçaları üzerine binip kilometrelerce uzaklara giderek besin arar. Fok balıklarının buz tabakasındaki soluk alma deliklerinde pusuya yatar.

Beslenme

Ours Blanc2.jpg
Kutup ayıları, Ayıgiller familyasının en yırtıcı üyesidir. Besin tercihleri çoğunlukla foklardan yanadır. Diyetlerinin % 95 gibi çok büyük bir oranını halkalı fok ve sakallı fok oluşturur. Yetişkin ayılar genellikle fokların yağ ve deri kısımlarını yerken, genç ayılar protein açısından zengin kırmızı etlerini tüketirler. Kutup ayılarının foklar dışında da geniş bir besin yelpazesi vardır. Yengeç dahil birkaç deniz kabuklusu türünü yiyebilir. Ayrıca kutuplara özgü kemirgen türlerini yediği de olur. Foklarla yakın akraba olan morsları, özellikle yavrularını; bununla birlikte bahar aylarında ren geyiğiKanada geyiğiMisk öküzü ve benzeri toynaklılarla da büyük ölçüde beslenir. Beluga balinasını da kıyıya vurduğunda kutup ayılarının hedefi olabilir. Bazen kuşları ve yumurtalarını yediği de olur. Hatta kendi türlerini bile yiyebilirler. Bunun en önemli örneği aç bir erkeğin yabancı bir dişinin yavrusunu öldürüp yemesidir. Omnivor olmasına karşın bitkisel olarak da beslenir. Bitki kökleri, kelpler, bazı meyve türleri de beslenme yelpazesinin önemli bir bölümünü oluşturur. Kutup ayıları bahar gibi sıcak aylarda genellikle karasal hayvanları ağırlıklı olarak avlar. Havalar soğuduğunda ise daha çok okyanusal besinlere ağılık verir. Dişi kutup ayıları kış uykularına yatmadan önce balinalar, foklar, morslar ve buna benzer okyanusal ve yağ açısından zengin besinlere yönelirler. Kutup ayıları yetişkin bir morsu devirecek kadar güçlü olmalarına rağmen, böyle riskli ve yorucu bir işe çok nadiren kalkışırlar.

Avlanma

Arktik bölgesinde milyonlarca fok yaşar. Kutup ayıları foklar nefes almak için buzdaki deliklerden çıktıklarında onlara saldırırlar. Kutup ayılarının en yaygın olarak kullandıkları yöntem de budur. Avlanırken en çok güvendikleri duyu koklamadır. Diğer duyuları neredeyse insanınkine yakınken, koku alma duyuları insanınkinin 2100 katı daha hassastır. Fokların nefes alma deliklerinden çıktıklarında verdikleri nefesin kokusunu kilometrelerce öteden algılayabilirler. Kutup ayısı, bu deliğin yanına gelir ve fok dışarı çıktığında ön pençeleriyle ona saldırır. Daha sonra da buzların üzerine çeker ve yer. Keskin dişleriyle kafatasını ısırırlar ve foku öldürürler. Kutup ayıları bazen foklara sessizce yaklaşarak onları buzun üstünde dinlenirken de avlayabilirler. Eğer fok dikkat etmezse, ayı ansızın ortaya çıkıp ona doğru atak yapabilir. Fok avlamanın bir başka yolu da şöyledir: Buzun altındaki fokun kokusunu alan ayı, güçlü ön pençeleriyle buza vurarak kırar ve altındaki foka dişleriyle ve pençeleriyle saldırır.

Yalnız bir kutup ayısı...
Kutup ayılarının duyabilme yetenekleri muhtemelen insanınınkine yakındır. İnsanlar en düşük frekans olarak 0,02 kHz, en yüksek frekans olarak da 20 kHz duyabilirler. Araştırmalar kutup ayılarının görme duyularının da insana oldukça benzer olduğunu ortaya çıkarmıştır. Gözlerinin arkasında onları güneşten gelen ultraviyole, yani mor ötesi ışınlardan korur. Kutup ayılarının dokunma duyusu hakkında oldukça az bilgiye sahibiz. Ancak bilim adamları onların nesneleri burunlarıyla, dilleriyle ve pençeleriyle dokunarak tanımaya çalıştığını ortaya çıkarmışlardır. Araştırmalar kutup ayılarının tat alma duyularıyla ilgili fazla bir bilgi vermemiştir. Bununla birlikte kutup ayısının tat alma duyusunun hassaslığı ya da hangi yemeğe ne kadar önem verdiği de açıkça öğrenilememiştir. Yalnızca besinleri birbirinden ayırdığı bilinmektedir. Kutup ayılarının av esnasında güvendikleri en hassas duyuları ise kokudur. Bir av köpeğinden 7 kat iyi koku alabilir. Bu insanınkinden 2100 kat daha hassas demektir. Araştırmalara göre kutup ayıları 32 km (20 mil) uzaklıktan avlarının kokusunu alabilmektedir.

Bir kutup ayısı...
Kutup ayıları muhteşem yüzücülerdir. Arktik Denizi’nin dondurucu sularında 60 mil, yani 100 km gibi muazzam bir mesafeyi yüzerek aşabilirler. Bazı durumlarda zamanlarının büyük bir kısmını yüzen buz kütlelerinin üzerinde geçirirler. 12 cm (5 in) kalınlığında bir yağ tabakasına sahiptirler. Bu tabaka hafif olduğundan onların su yüzeyinde daha az efor harcayarak kalabilmelerini sağlar. Ayrıca soğuğa karşı bir izolasyon görevi de görür. Son zamanlarda kutup ayıları artanfok avcılığı nedeniyle besin bulamıyor ve yağ tabakaları inceliyor. Ayrıca küresel ısınma nedeniyle de buz tabakaları kırıldığından dolayı kutup ayıları besin bulmak için çok uzun mesafeler yüzerek yorgun düşüyor ve dinlenecek bir buzul bulamadığından boğulabiliyor.

Buzuldaki kutup ayısı...
İnsanlar çöplerini dışarı bırakırlar. Bu da onların kutup ayılarıyla karşılaşmalarını sağlar. Kutup ayıları da tıpkı diğer ayılar gibi kusursuz bir koku alma duyusuna sahiptirler. Bu sayede çöplerin kokusunu alırlar ve insanlarla karşılaşırlar. Ayrıca insanların onların habitatını yok etmesi sonucunda da kutup ayıları insanların içine karışıyor. Araştırmalar sonucunda çöp boşaltma ve plansız kentleşme sonucu kutup ayısı ve insanların en çokChurchill ve Manitoba’da karşılaştıkları ortaya çıktı.

Üreme

Kutup ayıları ilkbaharda çiftleşir. Eşler geçicidir, çiftler arasında bir bağ olmadan sadece üreme için bir araya gelir. Gebelik süresi 240 gündür (8 ay). Yavrular, anne tarafından ekim ayında derin karın içinde kazılan bir inde kışın başında doğar. Genelde iki yavru doğar, daha az sıklıkla da bir veya üç yavru. Dört yavrunun doğduğu çok nadir olsa da görülmüştür. Diğer tüm Ursus ayılarındaki gibi yavrular doğduklarında çok küçüktür. Tipik olarak 30 cm. boyunda ve ortalama 700 gr. ağırlığında olurlar.
Doğduklarında neredeyse tamamen korumasız, tüysüz ve kördürler. Bir ay sonra gözleri açılır, 1,5 ay sonra ise yürümeye başlarlar. Katı yiyeceklerle beslenmeye başlamaları 4-5 ay sonra olur. On ay boyunca kendilerine avlanmayı ve erkek ayılardan korunmayı öğreten annelerinin yanından ayrılmazlar. Anneler yavrularını 2,5 yıl boyunca diğer tüm ayı türlerinden fazla ve sadece deniz memelileri ile karşılaştırılabilecek % 33 oranında yağ içeren bir süt ile emzirirler.[5] Cinsel erişkinliğe 3-4 yaşlarında erişirler. Yetişkin kutup ayılarının 30 yılı aşkın yaşadıkları bilinmektedir.

Habitatı

Hamile kutup ayısı kendisi ve yavruları için kardan bir in kazar. Bunun dışında bir yuvada yaşamazlar. Tipik bir yuva, 2 metre uzunluğundaki bir tünel ve çapı yaklaşık yarım metre olan yuvarlak bir alandan oluşur. Yüksekliği ise yaklaşık yarım metre kadardır. Bu yuvaların genellikle birden fazla odacığı vardır ve kutup ayıları bu odaları yuvanın girişinden daha yüksek seviyede hazırlarlar. Böylece odalardaki sıcak havanın girişten dışarı çıkması engellenmiş olur. Yuvanın üzerine ve girişine kış boyunca yağan karlar yığılır. Kutup ayısı bu kar yığınında sadece hava girecek kadar dar bir açıklık bırakır.
Tavanın kalınlığı 75 cm ile 2 m arasında değişiklik gösterir. Tavanın kalınlığı yalıtım görevi görür. Bu sayede yuva içindeki sıcaklık korunur. Norveç Oslo Üniversitesi'nden araştırmacı Paul Watts, yuvalardan birinin tavanına bir ısıölçer koymuş ve yuvanın sıcaklığını ölçmüştür. Bu çalışma sırasında dışarıdaki sıcaklık -30 °'ye kadar düşerken yuvanın ısısı hep 2-3 derece arasında sabit kalmıştır. Anne ayının karın kalınlığına göre değişen bu yalıtım özelliğini nasıl bilebildiği ise, henüz açıklanamamıştır.

Yavru kutup ayıları
Kutup ayıları kış uykusuna yatmaz, ama hamile veya emzirmekte olan anne ayılar yavruları çok gençken inlerinden dışarı çıkmazlar. Bu dönemde hiç enerji harcamamak ve yavrularının daha iyi beslenmesini sağlamak için metabolizmasını düşürür. 9 ay boyunca önceden depolamış olduğu vücut yağını proteine çevirir ve yavrularının beslenmesini sağlar. Bu aylar boyunca kendisi hiç beslenmez. Metabolizmasını yavaşlatırken kalp atışlarını dakikada 70'den 8'e kadar indirebilir. Bu süre içinde yemek yemediği gibi doğal ihtiyaçlarını da karşılamaz. Böylelikle yavrularını doğuracağı dönemde fazla enerji harcamamış olur. Bu süre için hem kendi hem de yavrularının beslenmesi için tamamen kendi vücut yağına bağlıdır.
2004 yılında National Geographic'in yaptığı çalışmada 1970 yılında sıradan olan üçüz doğuma hiç rastlanmamıştır. Aynı zamanda sadece her yirmi yavrudan biri 18 aylıkken sütten kesilmektedir. Bu rakam 1970'te yarıdan fazlaydı.

Özellikleri

  • Diğer ayılar gibi tıknaz olmayıp başı ve vücudu ince uzun yapılıdır.
  • Ayak tabanlarının altında deriden yastıklar ve tüyler olduğundan buzlar üzerinde kaymadan rahatlıkla hareket eder.
  • Çok iyi yüzücüdürler, kıyının 20–30 km açıklarında yüzmeleri sıradandır.
  • 35-40 kilometre hızla koşabilirler.
  • Kutup ayıları kış uykusuna yatmaz.
  • Kızılötesinde bir kutup ayısının sadece burnu ve nefesi görünür.
  • -45 °C soğukla başa çıkabilirler.
  • 2 km ötede karda saklanmış bir fok balığının kokusunu alabilirler.

Post ve deri

Polar Bear.jpg
Kutup ayısının burnu ve derisi siyahtır. Sanılanın aksine postu beyaz renkte değildir. Kutup ayısının postu yarı saydamdır. Bu post, hem iyi birkamuflaj sağlar hem de soğuğa karşı korur.
Kutup ayılarının sarıya çalan beyaz renkli kürkleri tıpkı ördeklerde olduğu gibi, suyu üzerinden kaydıracak yapıya sahiptir. Ayrıca tırnaklarının arası yarı uzunluğuna kadar yüzme zarı ile kaplıdır.[4]
Diğer arktik hayvanların aksine kutup ayısı, yazın daha koyu renkli bir posta sahip olmak için tüy dökmez. Post mor ötesi ışığı emer. Tüylerin fiber-optik özellikleri yoktur ve ışığı ya da ısıyı transfer etmezler. Buna rağmen postun altındaki alt tabaka kutup ayısını öyle iyi izole eder ki, 10 °'nin üzerinde aşırı ısınma problemi ile karşı karşıya kalır. Post, ayının kızılötesinde görünmesini engeller, kızılötesinde kutup ayısının sadece burnu ve nefesi görülür[5]. Bu alt tabaka birkaç santimetre boyunda kısmen daha seyrek içi boş tüylerle kaplıdır. Bu koruyucu tüyler gergin, parlak ve diktir, alt tabakanın ıslakken düğümlenip karışmasını engellerler. Böylece su daha donamadan kolayca silkinebilir. Ayrıca kutup ayısı bu tabakadaki nemden kurtulmak için karda yuvarlanır.

Kavga eden kutup ayıları...
2005 yılında Brooklyn hayvanat bahçesindeki birçok kutup ayısı alt tabakalarında yetişen bir yeşil alg yüzünden yeşil renge büründü. O yıl Chicagoalışılmadık sıcaklıkta nemli ve kuru bir yaz geçirmişti. Algler ayılara zarar vermediğinden olaya müdahale edilmedi, kendiliğinden geçmesi beklendi. 2004 şubatında Singapur hayvanat bahçesinde iki ayı aynı sebeple yeşile döndü. Buna Singapur'un sıcak ve nemli havasının yol açtığı açıklandı. Ayılar peroxide blonde adlı kimyasalla yıkandılar. 1980 yazında San Diego hayvanat bahçesindeki üç ayı bu şekilde yeşile dönmüş ve giderilmesi için bir tuz karışımı ile yıkanmışlardı.

Boyut ve ağırlık

Ursus maritimus in Alaska.jpg
Kutup ayısı, bugün dünya üzerinde yaşayan kara etoburlarının en büyüğüdür.Aslında akrabası boz ayı ondan çok daha iridir fakat boz ayı hem et hem de ot yer.Fakat kutup ayısı ise sadece etoburdur.Yetişkin bir kutup ayısı 2.6 metre uzunluğuna erişebilir. Şu ana kadar tanımlanabilen ayı türleri içinde en kalın posta sahip olanıdır. Kürk olmayan dış organları burnu ve ayak tabanlarıdır. Kutup ayısının boynu diğer ayı türlerinden daha uzundur. Ayrıca ısı yalıtımı amacıyla kulakları da daha küçüktür ve kafatası daha uzun bir yapıya sahiptir. Kutup ayıları adeta yüzmeleri için tasarlanmış güçlü uzuvlara ve onlar için palet görevi gören gelişmiş ön pençelere sahiptir. Ayak parmakları birbirlerine bağlı değildir. Pençeleri içeri çekilemez ve kar üzerinde rahat yürüyebilmeleri ve buz katmanlarını kazabilmeleri için tasarlanmıştır. Bununla beraber ayak tabanları şok emici bir özelliğe sahiptir. Sivri pençeleri de kar üzerine yüksek bir izdüşümü uygular ve kar üzerinde kaymadan yürüyebilmelerini sağlar. Dişiler erkeklerin hemen hemen yarısı kadardır. Gebe bir dişi kutup ayısı yaz boyunca kış uykusu için 500 kg yağ stoğu depolamak zorundadır. Ortalama bir yavru kutup ayısı doğduğunda 700 gram ağırlığındadır. Yavrular her ne kadar küçük olsalar da görünüş olarak yetişkinlere oldukça fazla benzerler. Yetişkin kutup ayıları 900 kg ye kadar erişir.
YORUM BIRAKMAYI VE BEĞENMEYİ UNUTMAYINIZ!!!!!!


                             PANDALAR


                     

Dev Panda (Ailuropoda Melanoleuca), Ayıgiller familyasından, beyaz postu üzerinde bölge bölge siyah büyük benekleri olan, iri, tembel, nesli tehlikede olan bir ayı türü. Küçük panda 'dan ayrıt edebilinmesi için Büyük panda veya da sırf bambu ile beslendiğine dikkati çekmek için Bambu ayısı da denilir. Ama genelde sırf Panda denildiğinde bu tür kast edilir ve akla gelir. Çin'in dev pandaları dünyada en çok soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan hayvan türlerinden birisidir.Dev pandalar siyah beyaz çok özel bir posta sahiptirler. Yetişkin pandalar yaklaşık 1,5 m uzunluğundadır. Erkek pandalar 115 kg ağırlığına ulaşabilirler. Dişi pandalar genellikle erkek pandalardan daha küçük olup, arada sırada 100 kg'a ulaştıkları olur. Dev pandalar Sichuan, Gansu,Shaanxi ve Tibet gibi dağlık bölgelerde yaşarlar. Çin Ejderhaları, Çin’in tarihsel bir sembolüyken, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren dev pandalar da Çin’in resmi olmayan ulusal bir sembolü olmuşlardır.
Bir dev panda bir başparmak ve beş parmak olmak üzere alışılmadık bir pençeye sahiptir. Bu başparmak aslında sesamoid kemiğinin (anatomide bir kemiğin bir kiriş içine iyice yerleşmesi ile oluşan kemik) değişmesiyle oluşmuştur ve pandanın bambuları rahatça yemesine yardımcı olur. Dev pandanın yaklaşık olarak 25 cm uzunluğunda bir kuyruğu vardır. Dev pandalar 20 – 30 yaşlarına kadar esir hayatı yaşarlar. Pandalar eski çin ve japon uygarlıklarına göre kutsal hayvanlardır.
Dev pandalar, bilimsel sınıflandırmada bir etçil olarak sayılmasına rağmen, pandanın günlük besini hemen hemen sadece bambudan oluştuğu için aslında bir otçuldur. Bununla birlikte, pandalar hareketsiz bir etçilin sindirim sistemleri varken, selülozu sindirmeye çalışan enzimlere sahip değillerdir. Böylece bambunun tüketiminden, az miktarda enerji ve az miktarda protein alırlar. Dev panda bir günde 12-14 saatini beslenmeye ayırır ve 12 ila 38 kg. kadar bambu filizi ve yaprağı yer. Pandalar, bir günlük besinlerinde bu kadar az miktarda enerji ve protein aldıkları için, dopdolu sindirim sistemlerini korumaları pandalar için son derece önemlidir.
Pandalar çok yüksek dağlık alanlarda yaşadığından mevcut alanlar sınırlı ve sıkışıktır. Ayrıca yaşadıkları bölgelerin ortalama sıcaklıkları da artmıştır. Tüm bunların başlangıcı bambu hasatından kazanılan kereste kazancının atması ve buna bağlı olarak da yabani pandaların yiyeceği olan mevcut bambuların yok olmasıdır. 1973’den 1984 yılına kadarki süreçte Asya’nın 6 bölgesindeki yabani pandaların nüfusu %50 civarında azalmıştır. Dev pandalar bir otçulun günlük besini ile idare ettikleri halde, bir etçilin basit sindirim özelliklerini yitirmemişlerdir. Dev pandanın yuvarlak yüzü dev pandanın günlük besini bambuya olan adaptasyonu ile oluşmuştur. Dev pandaların güçlü pençe kasları kafasından pençesine bitişir. Büyük azı dişleri lifli bitki parçalarını ezmeye ve öğütmeye yarar.
Yabani pandalar bambunun varolan 25 türüyle beslenirken, engebeli kırlarda ölü bitkilerle ve ormanın artıklarıyla beslenmek zorundalar. Yalnız yaygın birkaç bambu türü sayesinde şimdi pandalar yüksek dağlık alanlarda yaşıyor. Bambu yaprakları en yüksek derecede protein içerir, ancak gövdesi içermez.
Eş zamanlı çiçekçiliğin ve bazı bambu türlerinin neslinin yok olması nedeni ile ortaya çıkan pandaların şiddetli açlığı, pandaların bölgelerindeki mevcut en az iki farklı tür bambuyla önlenmelidir. Aslında otçul olan dev panda, mevcut olan et, balık ve yumurtayla beslenmesine rağmen kesinlikle bir ayıya özgü dişlerini yitirmeyecektir.
Hayvanat bahçeleri, pandaların esaretlerinde, pandaların günlük besini olan bambunun tipik bakımını yapsalar bile, pandalara özellikle ek besin olarak bisküvi vb. yiyeceklerde vereceklerini açık ve kesin bir biçimde belirtmişlerdir.
                                                 Chengdu-pandas-d10.jpg

YORUM BIRAKMAYI VE BEĞENMEYİ UNUTMAYINIZ!!!!!!